Padişahlar tarafından İslâm ve Hıristiyan hükümdarlar ile Osmanlı Devleti’ne tâbi imtiyazlı olan Mekke şerîfine, Kırım hânına, Erdel kralına, Eflak ve Boğdan voyvodalarına, Gürcü ve Dağıstan hânlarına gönderilen mektuplara “Nâme‑i Hümayûn” denir. Bunların bir sûreti ile gelen cevaplar “Nâme Defterleri” adlı defterlere kaydolunurdu ve Divân Sicilleri’nden sayılırdı.
Ayrıca, padişahlar tarafından önemli devlet işlerine dair bilhassa yeniçeri mevâcibi i’tâsı, sadrazama hitâben yazılan bazı hatt‑ı hümayûnlar ile muâhedenâme, tasdiknâme, temessük gibi belgelerin de suretleri bu defterlere kaydolunmuşlardır.
Osmanlı hükümdarlarının tahta cülûslarında yeni padişahın hükümdarlığını bildirmek için dost ve civar memleketlere birer elçi ile nâme göndermek âdet olduğu gibi sefir gitmeyen devletlerin sefirlerine de yeni hükümdarın tuğrasıyla Nâme‑i Hümayûn verilir ve bunlar da nâmeyi kendi hükümdarlarına yollarlardı. Nâme‑i Hümayûn kalemi de bu tür nâmelerin hazırlandığı ve nüshalarının kaydedilip, saklandığı yerdir. Nâme‑i Hümayûn’lar haricinde Nemçe, Venedik, Fransa vesair yerlerden gelen nâmelerin tercümeleri de bulunmaktadır
Nâme‑i Hümayûn Defterleri’nin bazılarının tamamı, Osmanlı Devleti’nin diğer devletlerle yapmış olduğu anlaşmaları ihtiva etmektedir.
989 numaralı “Divân‑ı Hümayûn Defterleri Kataloğu”nda kayıtlı H. 1111-1336/M. 1699-1918 tarihleri arasındaki kayıtları ihtiva eden 18 adet Nâme‑i Hümayûn Defteri mevcuttur.
(http://osar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=501613- Osmanlı araştırmaları)